Gerçekten de mümkün mü yaş alırken yaşlanmamak? Evet, evet ama belli şartlara uyulacak olunursa.

20.ci yüz yılın başlarında ortalama yaşam süresi ellilerde idi. Bugün geldiğimiz nokta seksenli yaşlar olmakta. Uzmanlar artık yüzde değil yüz kırklı yaşlara gözlerini dikmişler.

İnsan dediğiniz o müthiş varlık erişilemeyen bir teknolojide çalışan kimya fabrikası ile anlaşılması zor olan ruhsal bir yapı içerisindedir. Uzmanlar yaşlanmada genetik miras faktörlerin %30, yaşam kalitesinin ise %70 lerde fark ettiğini öne sürmekteler.

Yaşlanma denildiğinde vücudun eskimesi ile bozulan düzeni akla gelmekte.

Beyin daralıyor, hücreler küçülüyor, her gün otuz binden fazla hücre ölüyor.

Cilt hücreleri gereği kadar yenilenmiyor ve derin kırışıklıklar belirmeye başlıyor.

Yaşlanma stress ve depresyonlara da neden olmakta.

Uykusuzluk, Alzheimer, Parkinson, diyabet ve benzeri rahatsızlıklar belirmeye başlıyor.

Gözlerde kornea tabakası kalınlaşıyor, mercek eğiliyor.

Akciğerlerde nefes alma zorlukları başlıyor, bronşit riski artıyor.

Göğüsler sarkıyor, artan kalsiyum ve yağ oranları tansiyonun yükselmesine neden oluyor.

Yaşama dikkat edilecek olunursa bunların pek çoğunun üstesinden gelinebilir. Örnek vermek gerekirse beyin fonksiyonunun iyileştirilmesi için l.CITRULLIN kullanılması beyni daha dinç ve depolama kapasitesini arttırmaya yarar.  Cild hücrelerinin yenilenmesini ve collagen ile elastin ağlarının üretilmesini teşvik eden DRAGOCEPHALUM MOLDOVİCA ile bu sorunun üstesinden gelinerek daha pürüzsüz ve daha az kırışan cilde sahip olunabilir.  Depresyon konusunda da Rhodiola Rosea kullanılmakta. Pek çok yaşlılık hastalıklarından, göz sağlığına ve kromozomların hayat sürecini belirleyen telomerlerin kısalmasını önleyen CYCLOASTRAGENOL  ve vücudun enerji kaynağı olan NADH ile daha zinde olunup beyin fonksiyonlarının daha güçlü olması yardımcı olur.

MFM NUTRA AS5 RODIOLA EKSTRESİ, DRACOCEPHALUM MOLDAVICA VE L-SITRULİN İÇEREN TAKVİYE EDİCİ GIDADIR.