İYİ BİR ŞAMPUAN NASIL OLMALI?

Saçları iyi temizlemeli, ancak temizleyen maddelerin özelliğini biliyor musunuz?

Sodium Lauryl Sulfat; oldukça sert bir deterjandır, sanayide çok kullanılır.

Sodium Lauryl Ether Sulfat; orta sertlikte veya yumuşakça tabir edilen bir deterjan olup şampuanların neredeyse %90’ında kullanılır.

Sodium Lauryl Sarcosinat, Sodyum Lauril Glikoz Karboksilat (ve) Lauryl Glucoside; yumuşak hatta çok yumuşak deterjanlardır.

Saçları yıkarken gereken hassasiyeti göstermek saçların ömrüne etki eder.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Bol köpüklü, rengarenk, bol kokulu mu olsun yoksa,

Saçları ve saçlı deriyi çok iyi temizlerken hassas yıkama sağlasın, yıkarken saçların ve saçlı derinin yıpranmasını önleyen mi olsun?

İYİ BİR ŞAMPUAN

Saçın yağını aldıktan sonra saç kılında geri yağlandırma yapmalı. Böylece saçlar aşırı yağlanmaz ve matlaşmaz. Saç kılındaki yağ temizlendikten sonra geri yağlandırma düşünülmediyse saçlar kurur ve yağ bezleri aşırı çalışarak saçları eskisinden çabuk yağlandırır. PEG-7 Glyceryl Cocoate bu nedenle kullanılır.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Coco-Glucoside (ve) Gliseril Oleat lipit tabakası güçlendirici olarak kullanılır, çok iyi şampuanlar formüllerinden eksik etmezler.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Cocamidopropyl Betaine amfoterik bir temizleyici olup  doğru orantılarda kullanılınca dermatolojik iyileştirme ile sinerjik etkiler gibi faydalar sunar.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Polyquaternium 7,  cilt ve saç için mükemmel bir katyonik saç kremi görevi görür. Bilhassa ince, uzun ve boyalı saçlar yıkandıktan sonra daha kolay taranabilir, çoğu kez sonradan krem kullanmaya gerek duymayabilir.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Saça ve saçlı deriye zarar vermeyecek, güneşten etkilenmeyip saçta hoş bir temizlik kokusu bırakacak olmalı.

İYİ BİR ŞAMPUAN

Saça canlılık verecek aktif maddeler sunmalı. Saçı beslemeli varsa sorunlarını gidermeli ve boyalı saçların rengini korumalı.

SAÇ KÖKÜ Saç teli saç kökünden çıkar. Bu, epidermise gömülmüş, çay bardağına benzer yapıda küçük bir girintidir. Saç kökünün deri içinde kalan kısmının en uç bölümüne saç soğanı denir. Saç soğanı canlı ve sürekli bölünen hücrelerden oluşmuştur. Bu hücreler silindirik yapıdaki uzun, ince saç liflerini üretirler. Saç soğanında ayrıca, saça rengini veren pigmentleri üreten hücreler de bulunur. Bu pigmente melanin, onu üreten hücrelere de melanosit denir. Erkeklik hormonlarının (androjenler) reseptörlerinin de bu bölümdeki hücrelerin üzerinde olduğu bilinmektedir. Saç soğanının en dip kısmında dermal papilla olarak adlandırılan ve damar yumağı içeren yapı bulunur. Bu yapı saçların büyümesi ve beslenmesi için çok önemlidir. Her bir saç kökü bir iç ve bir dış kök kılıfı tarafından çevrelenmiştir. Dış kök kılıfının sonlandığı yerde epidermis başlar. Saç kökünün çevresinde ve bitişiğinde bir takım salgı bezleri de bulunur. Bunların en önemlileri saçları kayganlaştıran yağı (sebum) salgılayan yağ (sebase) bezleridir.

SAÇ GÖVDESİ Saçın derinin dışında kalan kısmına saç gövdesi denir. Saç gövdesi keratine dönüşmüş ölü hücreler, bunları bir arada tutan bazı maddeler ve bir miktar sudan ibarettir. Saç tellerimiz ortalama 0,1 – 0,9 mm kalınlığında kolayca eğilip bükülebilen, aynı zamanda büyük bir dirence ve elastikiyete sahip yapıdadır. Saçı kesilen kişinin hiçbir acı hissetmemesinin nedeni işte bu yapıdır. Saç gövdesi üç tabakadan oluşur. Bunlar: • Medulla (Saç İliği) En içteki tabakadır. • Korteks (Cortex – Saç Kabuğu) Keratin liflerinden oluşan korteks saçın orta tabakasını oluşturur, saç teline esneklik, sağlamlık ve renk verir. Burada saç görünümü ile ilgili bütün önemli kimyasal prosesler oluşmaktadır. • Kütikül (Caticula – Saç Zırhı) Bu renksiz ve ince tabaka ölü hücre kalıntılarının 6-10 kat halinde birbirlerinin üzerine balıksırtı gibi sarılmasından oluşmuştur. Bu tabaka saçların sağlık durumu konusunda aydınlatıcıdır. Sağlıklı saçlarda bu zırh düzgün bir görünüm vermekte ve ışığı optimum bir şekilde yansıtabilmekte ve saç korteksini koruyucu bir görev üstlenmektedir. Saçımızın

Büyüme Aşamaları

Saçlar, kıl follikülü denen ve saçı çevreleyen doğurucu bir tabakada üretilir ve uzamaya başlar. Buraya saç kökü de denebilir. Saçlar devamlı uzamazlar, uzama bir noktada durur ve sonra dökülür. Dökülen saçın yerine, saç follikülünden yeni saç teli üretimi başlar. Bu süreç birbiri arkasına devam eder. Buna saçın yaşam döngüsü denir ve 3 evreden oluşur.

Bunlar:

1-      Anagen (büyüme) evresi Bu evre, saç köklerinin en aktif olduğu devredir. Saçlar bu devrede 2 – 10 yıl boyunca uzarlar. Genetik olarak yatkınlık bu süreyi negatif etkilemekte ve saç büyüme süresini 3 – 4 aya kadar indirgemekte ve sonra katagen devreye geçmektedir. Anagen devrenin kısa olması saç kalitesini negatif etkiler ve saçlar cansızlaşır, parlaklığını kaybeder ve daha zor şekil alırlar.

2-      Katagen (geçiş) evresi Büyüme aktiviteleri durmaya başlar 1 veya 2 hafta kadar sürer.

3-      Telogen (dinlenme ve dökülme) evresi Bu evrede saç teli aynı boyda kalır. 3 ya da 4 ay kadar sürer. Bu süre sonunda, alttan gelen yeni saçın itmesi veya dışarıdan bir etken sayesinde saç kolayca kökünden atılır.

Genel olarak; • Kafa derimizde (scalp) ortalama 100’000-150’000 kadar saç bulunur ve saçların yaklaşık 85-90%’ı anajen fazında ve 10-15% telojen evresindedir. • Saçlarımız ayda ortalama 1 ila 1,5 cm arası uzar ve toplam olarak saçlarımız yılda 15-20 km arası büyür. • Günde ortalama 100 ila 150 saç dökülmesi normal olarak kabul edilmektedir. • Saç dökülmesi ve kellik, özellikle erkeklerde ve çok daha nadir olarak kadınlarda görülen ve dış görünüm güzelliğini negatif yönde etkileyen önemli bir sorundur. • Saç dökülmesi hem kadınları hem erkekleri etkiler. Sadece kafa üzerinde meydana gelen tüm saç dökülme vakalarının 95%’nin nedeni saç foliküllerinin androjenik hormon dihidrotestosterona (DHT) olan duyarlılığının artmasındandır. Bu durumun adı olan androjenik alopesi, kalıtsal, kalıcı ve yaşlandıkça devam eder. • 5α Reductase II enziminin genetik nedenlerle programlanmış saç kökleri üzerine bir erkeklik hormonu olan testosteronu dihidrotestosterona dönüştürmesi sonucu, saç dökülmesi kendini bir yağlanma ile gösterir ki bu durum saçlı deri üzerindeki kıl köklerine kadar uzanan porları tıkayarak saç foliküllerini boğar ve matrix hücrelerinin erken ölümüne neden olur. Bakım ancak bu hücreler ölmeden önce yapılırsa olumlu sonuçlar elde etmek mümkün görünmektedir.

❖ Ayrıca            

▪ Beslenme bozuklukları

▪ Yanlış ürün kullanımı ve kalitesiz kozmetikler

▪ Stres

▪ Çevre kirliliği

▪ Hamilelik

▪ Bazı tedavi yöntemleri (kemo-terapi, vs.)

▪ Sigara ve alkol tüketimi

▪ Güneş, deniz, rüzgâr, su, vs. saç sağlığını ve dökülmelerini negatif olarak etkileyen nedenler arasındadır.

Kullandığımız bitki özleri;

1.       Astragalus Membranaceus Root Extract

2.      Ilex Paraguariensis Leaf Extract

3.      Schizandra Nigra Fruit Extract

4.      Curcuma Longa Root Extract

5.      Capsicum Frutescens Fruit Extract

6.      Panax Ginseng Root Extract 

7.      Gingko Bioba Leaf Extract

8.      Cucurbita Pepo Seed Extract

9.      Linum Usitatissimum Seed Extract

10.  Centella Asiatica Extract

11.  Equisetum Arvense Extract

12.  . Panicum Miliaceum Seed Extract

13.  Camelia Sinensi Leaf Extractt

14.  Urtica Dioica Leaf Extract

15.  Betula Alaba Leaf Extract

16.  Aesculus Hippocastanum Seed Extract

17.  Nigella Sativa Seed Extract

Vitaminler;

1. Panthenol (B5)

2. Niacin (B3)

3. Biotin (B7)

4. Folic Acid (B9)

5. Cyanocobalamin (B12)

6. Ascorbic Acid (vitamin-C)

Şampuanların  başlıca özellikleri;

➢ Sebum cilt yağları için tıbbi bir terimdir. Sebum cildimizi ve saçlarımızı dehidrasyondan koruyan ve pH’ını dengeleyen işlevlere, ayrıca antibakteriyel özelliklere sahiptir.

Hiperseborrhea veya sebum hipersekresyon, sebase bezlerinin hiperaktivitesinin neden olduğu aşırı sebum üretiminden kaynaklanan bir kafa derisi problemidir. Hiperseborrhea kendisini aşırı kafa derisi ve saç yağlanmasıyla ifade eder ki, bir sonraki semptom da saç dökülmesidir. Hiperseborrhea’da aşırı sebum, foliküllerin boşaltım kanallarında toplanıp birikir ve saçın yeterli beslenmesini ve oksijenlenmesini engelleyerek saçların normal büyümesini ve gelişimini bloke eder. Sonuç olarak saçlar her büyüme döngüsünde daha ince, daha kısa, daha kırılgan, cansız ve daha zayıf hale gelir. Aslında anajen fazı, foliküller ölünceye kadar, akabinde ise dökülene kadar kısalır ve kısalır. Zamanında önlem alınarak aşırı sebum sekresyonu regüle edilebilirse saç kaybının azaltılması ve engellenmesi mümkün olabilmektedir. Bu bitkilerin içermiş olduğu flavonoidler (Quercetin, Myricetin, Kaempferol, vs) ve lignanlar 5-α-reductase enzim II’nin inhibasyonunu destekleyerek aşırı sebum sekresyonunun normalleşmesine ve foliküllerdeki sebum birikimlerinin elemine edilmesine yardımcı olarak saç köklerinin tahrip edilmesinin (alopesi) engellenmesinde önemli rol oynarlar. Lignanlar ayrıca kepek oluşumunu da engeller.

Kullanılan bitkiler ile

✓ Anticouperose, vasoprotective, periferic vasoconstrictor özellikleri sayesinde mikro-kapiller sistemi güçlendirerek, kapiller permeabilitenin azalmasına, sisteme esneklik kazandırarak genişlemesine ve mikrosirkülasyonu stimule ederek metabolik enerjinin saç köklerine ulaşmasına, saç şaftında anajen ilerlemesini uyararak saç büyümesini teşvik eder

✓ Antioksidan özelliği, oksidatif stresin azalmasına, dolayısıyla kan detoksuna yardımcı olarak immun sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur, besinlerin saç köklerinin daha iyi beslenmesine yardımcı olur, saç dökülmelerinin azalmasına ve yeni saç oluşumunu destekler

✓ Anti-inflammatuar özellikleri, dermiş-epidermis homeostazının normalleşmesine ve düzenlenmesine yardımcı olarak keratinosit yenilenmesi ve farklılaşması arasındaki dengeye yardımcı olur, ayrıca flammasyondan kaynaklanan saç dökülmelerine karşı kompleksteki bitkilerin içerdiği asiatik ve madecosside gibi etken maddelerle savaşır. ✓ Bulb matriks bölgesinde hücre nükloid antigen (PCNA-proliferating cell nuclear antigen) proliferasyon ifadesinin artmasına yardımcı olur

✓ Ölümsüzleştirilmiş (immortalized) vibrissa dermal papilla hücrelerinin proliferasyonunun artmasına yardımcı olur

✓ Neurotransmitter GABA, sakinleştirici etkisi stresse bağlı saç dökülmelerinin (alopesi areata) engellenmesine yardımcı olur

✓ Silika saç ve ciltte bulunan son derece önemli bir eser elementtir. Ek olarak silika saç gövdesinin önemli bir maddesi olan keratin sülfat yapımı için de gereklidir. Silika damar açıcı özelliği ile kafa derisindeki kan akışını artırarak saç büyümesini teşvik eder, saçlara gövde kazandırır ve güçlendirir, saçın yapısal mukavemetini artıran güçlü hücre yenileme ve yeniden oluşturma özelliklerini teşvik eder

✓ Kompleksin içerdiği curcumin’in saç büyümesini destekleyebileceği başka bir yol da saç köklerinde Vitamin-D reseptör genlerinin bir aktivatörü olduğunun görülmesidir. Bu genler saçların büyüme döngülerini kontrol etmeye yardımcı olmaktadır. Testler, bu genlerden yoksun farelerin ve insanların saç dökülmesini geliştiridiğini göstermiştir. Vitamin -D reseptörleri tarafından üretilen proteinler saç köklerinin engellenmeden büyümesine yardımcı olurlar.

✓ Folic asit ve Cyanocobalamin, vitamin-C, Biotin ve Panthenol saçların büyümesinde önemli bir Koenzim A oluşmasına yardımcı olarak karbonhidratların, yağların ve proteinlerin enerjiye dönüştürülmesinde bir katalizatör olarak teşvik eder, kırmızı kan hücreleri oluşturulmasına yardımcı olarak foliküllere oksijen taşınmasına dolayısıyla saçların büyümesine yardımcı olur, kellik proteini olarak da bilinen DKK-1 proteininin saç foliküllerinin sentezlenmesinin düşüşünde oynadığı rolün azalmasına yardımcı olarak, saç büyümesini ve yenilenmesini teşvik eder, yatıştırıcı ve teskin edici bir rol oynarlar,

✓ TGF (transforming growht factor)-Beta -1 ve TGB-Beta-2 regülasyonunu aşağı düzenlenmesine yardımcı olarak dermal papilla proliferasyonu yoluyla saç büyümesini destekler. TGB Beta-1 ve Beta-2 büyüme faktörlerinin insan saç döngüsünün kısalmasına, dolayısıyla saç dökülmesinde rol oynadığı düşünülmektedir. Astragaloside IV, Fas/Fas L aracılı hücre ölüm yolu (cell-death-path) ile saç foliküllerinde apoptosis (programlı hücre ölümü) regresyon katagenin inhibisyonuna yardımcı olur, ayrıca saç keratinositlerinin terminal farklılaşmasıyla birlikte büyüme faktörleri ve sitokin düzeyleri Astragaloside IV tarafından azaltılır ki bu da saçların yeniden büyümesine yol açar.

✓ Astragaloside IV, apoptotik yolağı tarafından tetiklenen kaspaz-bağımlı hücre ölümünün önlenmesi yoluyla spontan katagen geciktirilerek Alopecia, Effluvium ve Hirsutism gibi saç hastalıklarının tedavisinin desteklenmesinde kullanılabilir.

✓ Astragaloside IV, TA-65 telomeraz aktivite stimulasyonuna yardımcı olur ve telomeraz RNA bileşeni için MEF’de kısa telomerlerin uzamış telomerlere bağlı uzamasını destekler.

Yorum Ekle

Abone Olun

Son Bildirilere Ulaşın:

Ecz. Fatih Mehmet Müderrisoğlu. Bütün hakları saklıdır.