İlacınızı kullanmadan önce mutlaka prospektüsünü okuyunuz.
Eskiden prospektüsleri okuyabilmek için çok özel bir lisan bilmeniz, doktor hatta profesör olmanız gerekirdi. Bilinmeyen pek çok tıp terimi, Latince kelimeler arasında kaybolup giderdiniz. Ancak son yıllarda tüm ilaçların içinden çıkan prospektüsler halkın anlayacağı lisanda yazılmış bulunmaktadır. Okuması kolay, anlaması mümkün olan bir lisanda yazılmışlardır.
Doktorlar genelde hastalarından çok detaylı bir anamnez yani şikayet ve öz geçmiş dinlememekteler. Hastalığa teşhis koyduktan sonra reçetelerini yazıp verirler. Sıra başka hastaya geliverir. Oysa teşhisin en önemli kısmı hastanın sadece şikayetini değil özgeçmişinide öğrenmekle başlar. Birkaç örnekle konuya ışık tutmak isterim. Geçenlerde bir diş doktoru hastasına oldukça güçlü bir antibiyotik yazmış. Gelen hastaya bunun yanında mutlaka probiyotik kullanması gerektiğini belirttim ve her ne kadar hastayı iknaya gayret ettiysemde beni satış yapmak istiyorum gibi düşündüğünden “Gerekseydi doktorum yazardı” diyerek almadan gitti. Oysa antibiyotikler atom bombası gibidirler. Basit bir düşman birliğini imha etmek için atom bombası kullanırsanız daha sonrasında ne ordu, ne polis, ne insan ve ne de bitki kalır. İşte bu örneğe benzer şekilde antibiyotiklerle tüm organizmayı yerle yeksan edeceğinize eczacınıza güvenerek probiyotik alınca sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Bir başka örneği de mide koruyucu adı altında proton pompası inhibitörleri için vereceğim. Bu ilaçları doktorlar belli bir süre için yazarlar, çünkü mideye inen asid akımını azaltır veya keserler böylece midedeki yanmaları önler reflüyü giderirler. Ancak şimdiye kadar gördüğüm çok sayıda hasta çok uzun yıllardır bu ilaçları kullanmakta. Soruyorum “Doktorunuz ne kadar kullanmanız gerektiğini söyledi” diye aldığım yanıt çok ilginç. Kimisi “Arkadaşımın önerisiyle kullanıyorum”, kimisi de “On yıl önce doktorum vermişti hala daha kullanıyorum” demekte. Oysa bu ilaçları uzun süreli kullandığınız da kemiklerde kırılganlık arttırmakta, kandaki magnezyum seviyesini azalttığı için kramplara olmaktadır. Kalp atımında düzensizlikler, vücutta alkalileşme olabileceğinden mantar enfeksiyonlarında artış olabilmektedir. Bu özellikler ilacın içinde bulunan prospektüste yer almaktadır.
Lipid kolesterin düşürücü ilaçlarda ise doktorlarımız ilaçlarını yazdıktan sonra bu ilaçların yan tesiri olan kas güçsüzleşmesine karşın koenzim Q10 yazmamaktalar. Bunu hastalarımıza anlattığımız zaman da bizlere ticaret yapmaya çalıştığımızı sanan gözlerle bakmaktadırlar.
Günümüzde doktora en çok “ilaç yazdırmaya” gidilmekte. Tabii durum böyle olup doktor da daha fazla zaman ayırmak istemediğinden kısaca istenen ilaçları katip gibi yazıp göndermekte. Hasta böylece “bedava ilaç” için sağlığını tehlikeye atarken evinde de dünya kadar tarihi geçen veya kullanılmayan yarım kalmış ilaçlarla baş başa kalmaktadır.
Lütfen doktorunuza güvendiyseniz, yazdığı ilacın içinden çıkan prospektüsü okuyun veya doktorunuzla ya da eczacınızla görüştükten sonra kullanınız.