GÜZEL TÜRKÇEMİZ

Türkçemiz ne kadar güzel bir lisandır ki çevresindeki pek çok lisandan etkilendiği halde kendini koruyabilmiş.

Pek çok lisanda Ş harfi olmadığı için SH veya CHE harflerinin birleşimi ile ses uyumunu yaratabilmiş.  Bildiğim kadarıyla Ğ harfi de başka lisanlarda olmadığından GH veya OUGH gibi birleştirmelerle oğlu gibi sesler yaratılmış.

Düşünebiliyor musunuz 1900lü yıllarda ülkemizde okuma yazması olmayan nüfus oranı %95 iken Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dahi lisanımıza uygun harfleri de yerleştirerek Türkçe yazmayı kolay öğrenilebilen bir lisan haline getirmiş 1 Kasım 1928 de 1353 Sayılı Kanun ile. Böylece hem batının kullandığı latin alfabesini öğrenmiş olduk. Kim bilir İ,Ç,Ğ,İ,Ö,Ü,Ş gibi harflerimiz olmasa halkımız ne kadar zorlanacaktı yazmayı öğrenirken…

Hala daha Ankara’da bile “kuru” yerine esnaf tezgahlarında  “guru” yazdığını görebilirsiniz.  Bugün böyle yanlışları görünce ilk anda şirin bulsak da, bu hataların eğitimde gelmemiz gereken noktanın çok uzağında olduğumuzu gösterir.

10 Kasım da Anıtkabir’e giderek hiç unutmadığımız unutamayacağımız Atamızı ziyaret ettikten sonra Ankara kalesinin yakınındaki “kelime müzesini” gezdik. Yolu Ankara’ya düşenlere kuvvetle tavsiye edeceğim bir yer.  Orada KAPI kelimesinin geldiği kökünü okudum ve ilginç bulduğum için size iletmek istedim.

KAPI kelimesi kapmak, kapanmak, bitişmek, bir araya gelmek fiilinden gelmekte.  Aynı kökten gelen bir kelimemiz daha var KAPUŞMAK.  Kapuşmak zaman içerisinde değişime uğramış ve zamanla KAVUŞMAK olmuş. Kapı açılır ve insanlar birbirine kavuşur.

Bu daha sadece bir tanesi. Müze üç katlı ve sergiledikleri malzemeler de kelimeler kadar ilginç.

Eğer bugün pek çoğunun manasını bile bilmeden kullandığı yabancı lisandan gelen kelimeler ile bir PLAZA lisanını oluştursalar da bu Türkçenin yetersizliği olmayıp kendini farklılaştırmaya çalışan zavallıların marifetinden farklı bir şey olamaz.

Yorum Ekle

Abone Olun

Son Bildirilere Ulaşın:

Ecz. Fatih Mehmet Müderrisoğlu. Bütün hakları saklıdır.