Evet olabiliyor, yıllar önce nasıl yaşlanmayı yavaşlatılabildiysek, bugün gençleşmeyi sağlayabiliyoruz. Hayat artık son hız devam ederken genç yaştan itibaren cildin doğru bakılmasına gerek duyulmaktadır. Esasen araba aldığımızda yağına suyuna bakmadan edemeyiz, yağ koyarken bile en iyisini fark vererek koydururuz, ama iş Allah’ın emanet verdiği bu vücuda bakmak aklımıza ancak kırışmalarda dönülmez yola girdiğimizde gelir.
2015 yılında dünya kozmetikçiler birliği İsviçreli bir firmayı buluşundan dolayı yılın en değerli buluşu olarak ödüllendirmişti. Ürün Alp Dağları’nda buzulların arasında buldukları bir çiçekten alınan değerli bir parçadan biyoteknolojik yöntemle ürettikleri “SNOW ALGEA” idi. Bu madde ile yapılan kremlerin güçlü bir anti aging etkisinden de fazla “REJUVANATİNG” yani yeniden gençleştirici etkisi olduğunu ortaya koydular.
Cildin alt katmanlarındaki collagen ve elastin bağlarını da güçlendirdiği saptanmış, daha sıkı bir dokunun oluştuğu görülmüş.
Ben yenilikleri tatbike bayılan bir eczacıyım, bu madde ile bir krem formüle etmiştim. Bana göre çok güzel ve etkili olmuştu ama beni esas mutlu eden ise Barcelona’da bir ham madde fuarında ürünlerimi teşhir edilirken görmüştüm. Oğluma gösterdim “bak bunlar bizim” dedim, hemen bankodaki eleman geldi onlar Türk ürünü dedi, “evet biz yapıyoruz” dediğimde hayır olamaz onlar Atelier Rebul’ün dedi. İşte orada oğlum büyük mutlulukla cebinden kartvizitini çıkarıp verince adam hemen bizi içeriye buyur ederek ikramlarda bulunmuştu. O gün bize “dünyada iki firma bu ürünü çıkardı, ama sizin ürününüz o formülün çok ötesinde iyi” demişti.
Hayatımın belki en büyük ödülüydü.