ÇARPIK KENTLEŞME

Endüstri çağından itibaren ülkeler hızlı bir kentleşme  içine girmiş.  Ülkemizde de öncelikle Avrupa’da edinilen deneyimler göz önüne alınmadan hiç birine benzemeyen kentleşme hızla oluşurken çarpık kentleşmenin önlenebilmesi konusunda adeta çarpıklıklara teşvikler verilmiştir.

Hızlı kentleşmenin nedeni  olarak,          

a.  Şehirlerde artan nüfus

                                               b.  Doğal kaynakların tüketilmesi

                                               c.  çevre kirliliği  oluşmuş

Gelişmiş ülkeler öncelikle şehirlere akımı yavaşlatmış hatta durdurmuş ve ekonomik gelişimde gelir dengelerinin kurulmasına tarıma olan gereksinime yönelik kırsal bölgelerin daha yaşanabilir olmasını sağlamışlardır.

Çarpık kentleşme, kentlerin nüfus patlaması nedeniyle plansız ve denetimsiz olarak gelişi güzel, alt yapısız, her türlü estetikten uzak merkezden dışa doğru büyüme olmaktadır.  Şehir planlarının olmasına rağmen uygulanmasında oluşan aksaklıklar, sık sık çıkan imar afları, seçim önceleri dağıtılan devlet arazileri şehirleri yaşanamaz hale soktular.

Bu akım 1950 li yıllardan itibaren köylerin şehirlere göçmeleri ile şehir hüviyetlerinin de bozulmalarına neden olmuştur.  Günümüzde çevre ülkelerden de gelen ve sayıları nüfusumuzun nerdeyse yüzde on beşine varan göçmen kabulleri de kentlerdeki yaşam ve kültür erozyonuna neden olmuştur.  Son yirmi yılda ise ülke nerdeyse betona teslim olmuş ve büyük şehirlerimizin tarihi hüviyetlerini dikilen gök delenlerle bozmuştur.  Dünyanın büyük şehirlerinde bir elin parmakları kadar olan AVM sayısı sadece İstanbul da yüzlerle ifade edilmektedir.  Bu gün şehir, toplu yaşam kültürünü bozmuş ve aynı şehirde farklı kültürlerin kümelendiklerini görmekteyiz.  Yani HEMŞEHİRLİLİK kavramı yok edilmiş.  Kentlerin soluma alanları olan yeşil alanlar imara açılarak kentlinin yaşam kaliteleri çalınmış. Ülkemizin fay hattı üzerinde olduğundan 1999’daki korkunç deprem sonrasında mahallelere toplanma alanları ayrılmışken bu gün pek çoğu AVM rantına teslim olduğundan bu gün devletin de kendi yaptığı şehir planlarını delmekte olduğunu görmekteyiz. Cumhuriyet tarihimizde son yirmi yılda 22 toplamda 30 kez imar kanunu değiştirilmiş. Tabii durum böyle olunca da şehirlerin karakterlerini korumaları ve bir plan tahtında büyümeleri nasıl mümkün olabilir.

Bunca sorun halkımızın da bilinmeyeni değil, ancak ne yapılması gerektiği konusunda fikir birliği yapılmalıdır.  Ben bir eczacıyım ancak dışarıdan gözlemleyen biri olarak düşüncelerim şöyle olmakta.

  1.  Çok acele şehir planları gözden geçirilmeli ve son haliyle onaylandıktan sonra en az yirmi yıl bu plana sadık kalınmalıdır.
  2. Yapıların yapılabilmesi için belediyelerde onay alındıktan sonra daha ilk kazmalar bile temel için vurulmadan yapının gelecek yirmi yıl için güvencesi olacak sigorta şirketlerince teminatlandırılmalıdır.  Böylece binanın olması gereken sağlamlığı için sigaorta şirketlerinin denetimleri olmalıdır.
  3. Belediye denetimlerini yapanlar imzalarını en az yirmi yıl onları bağlayıcı olmalıdır.  Bu şekilde atılan imzalar değer kazanınca denetimlerde de rüşvet verilmesi imkansızlaştırılmış olur.
  4. Kaçak kat veya plan dışı işlemler kesinlikle yıkılarak plana uygunluğu sağlanmalı ve bu kötü niyet mutlaka maddi cezalara da neden olmalıdır.  Bu kararı alan belediye yetkilisi de alınacak olan maddi cezadan ciddi bir prime hak kazanmalıdır.
  5. Binalar inşaat ruhsatlarını alırken inşaatın bir banka teminat mektubu ile sonlandırılacağı tarih teminatlandırılmalıdır.  Böylece yarım kalmış, duvarı tuğlalı sıvasız, tehlike arz eden binaların inşası önlenmiş olacağı kanısındayım. 

Yukarıda yazdıklarım tamamen benim işin dışından bakan bir halk bireyi olarak düşündüklerimdir.  Belki yanlış veya eksiğim vardır, varsa konuyu bilenlerin girişimlerini rica ederim.  Milletçe depremde çarpık kentleşme nedeniyle can kaybı, kötü inşaatlar nedeniyle yıkımlardan kurtulmalıyız.  Milletçe güleceğimiz günlerin gelmesi dileklerimle yazıma nokta koymak istiyorum.

Yorum Ekle

Abone Olun

Son Bildirilere Ulaşın:

Ecz. Fatih Mehmet Müderrisoğlu. Bütün hakları saklıdır.