Bayram denilince hep aklım çocukluğuma gidiyor.  Bayram öncesi alınan yeni şık giysilerim ve ayakkabılarım geliyor aklıma. 

Hem hepsi hoşuma giderdi hem de dikkatli giymem gerektiği için bir hayli sıkıntı yaşardım.  Bayram geldiğinde de ailece babamın arabasına binerek önce Fenerbahçe’de oturan ve çok saygı duyduğu hocası Prof. Mustafa Nevzat’ın elini öpmeye oradan da yaşı büyükten başlayan bir dizi akraba ve tanıdığın evlerine el öpmeye gider, her birinde on beşer dakikalık misafirlikle dolaşıp akşam eve dönerdik.  O dönemlerde yılda iki defa tekrarladığımız bu el öpme merasimlerini pek sevmez ve sıkılırdık.  Hiçbir zaman din baskısı altında büyümemekle birlikte dinimize sonsuz saygıyı ve değeri vermeyi öğretirdi babamız. Alt katta oturan komşumuz Aleko, muhasebecimiz Tanaş, şirket çalışanımız Dina tüm aileleri ile bayramın ikinci günü son derece şık kıyafetlerde gelirler bayramımızı kutlarlardı.  O dönemde bu gel-gitlerden sıkılır ve kaçmaya çalışırdık, meğer ne güzelmiş, ne değerliymiş o el öpmeler minik mendillerin arasında birkaç lira harçlık almalar.

O dönemde ne Yahudi, ne Ermeni ne Alevi bilirdik; hepimiz aynıydık, hepimiz bayramı kutlar, sevince derde ortak olurduk.  Şimdi bırakın farklı dinlere duyulan sevgisizliği, aynı dinin bile farklı fraksiyonlarına, hatta farklı şehirlere kadar indi ayrıştırmacılık.

Nerede o “eski bayramlar”? Neden böyle oldu?

Allah insana iyi bakarsan seni binlerce milyonlarca yıl yaşatacak denizleri, toprağı, havayı, güneşi emanet etti.  Biz insanlar  hepsine ihanet ettik, denizleri kirlettik, toprağı bozduk, havayı pislettik, güneşi zararlı hale getirmedik mi?  Bu gün kutlayacağımız bayram hepimiz için RESETLENME yani tekrar fabrika ayarlarımıza dönmek için hem bir uyarı hemde bir MİLAT olacaktadır.  Bu bayram alıştığımız bayramlardan çok farklı oluyor, böylece bayram sonrası yeni bir dönem için uyarılmış olacağız.

Örf adetlerimiz değişecek ÖPÜŞMELER KALKACAK, sokaklarda dostlarımızı fark edemeyeceğiz MASKE TAKTIĞIMIZ için, DENİZLERİ KİRLETENLERİ, TOPRAĞI ZEHİRLEYENLERİ, HAVAYI KİRLETEN kara egzoz dumanı salanları sadece belediyelere havale etmeyip bizzat mücadele edeceğiz.  Doğamıza duyacağımız özen kadar çevremizdeki dostluklara, büyük küçük saygı adetlerine, dinimize, büyüklerimize sevgi duyacak ve insanı ayrıştıranlarla mücadele ederek sevgimizin yayılmasına gayret edeceğiz.  Hiçbir şeyin hırs, düşmanlık, savaşmakla, adam öldürmekle ve kötü sözle çözülmeyeceğini gördük.  Bundan sonra birbirimize yardımcı olup sevgimizi saygımızı herkese eşit oranda dağıtarak daha iyi günleri görmek için yarışmaya başlamalıyız. 

Korona gösterdi ki insanlığı yok etmek için çok uğraşmaya gerek yok, bir gram virüs on ton atom bombası kadar etkili oluyormuş.  Artık beş yüz bin kayıptan sonra nasıl daha huzurlu ve mutlu yaşayacağımıza bakalım, aldığımız dersi iyi değerlendirelim. 

Hepinize iyi mutlu ve bayram sonrası yeni hayatınızda başarılı bir ömür dilerim.