Soluduğumuz havadan, yemeklerimizi pişirdiğimiz tencereye, içtiğimiz sudan dişimizdeki amalgam dolguya kadar nasıl ciddi bir ağır metal tehdidi altında olduğumuzu bilmenizi isterim. Ağır metal maruziyetini azaltmak için dikkat edilmesi gereken hususlardan bahsedeceğim.
Maalesef ister istemez hepimiz bu sağlık tehdidi ile karşı karşıyayız ancak basit önlemler alarak bunun seviyesini aşağılara çekmek mümkün. Bu önlemleri almanın yanında herkese bazı besinlerin gücünden (özellikle de besin takviyesi şeklinde) faydalanarak tehdide karşı etkin bir savunma stratejisi geliştirmelerini öneriyorum. Dilerseniz önce gündelik yaşamda alınabilecek etkili önlemlere bir göz atalım.
Önce Risk Faktörlerini Azaltın
Sigara içmeyin: Sigara hayli toksik bir ağır metal olan kadmiyum içerir. Kemik erimesi ile ilişkilendirilen (1) bu ağır metale maruz kalmamak için sigara içmeyin, yanınızda sigara içilmesine izin vermeyin. Sigaranın pek bilinmeyen etkilerinden biri de göz sağlığı üstündeki olumsuz etkisidir. Sigaradaki kadmiyum, alüminyum ve kurşun gibi ağır metallerin retinada biriktiğini gösteren bir çalışma (8) bile var.
Amalgam dolgu yaptırmayın: Cıva bir zehirdir ve emin olun bu ağır metali isteyeceğiniz en son yer ağzınızın içidir. Eğer dişlerinizde amalgam dolgu varsa, diş hekiminizden bunları daha sağlıklı dolgu maddeleriyle değiştirmesini isteyin. Diş hekiminiz amalgam dolguların hiçbir zararı olmadığını söylüyorsa, kendinize yeni bir diş hekimi bulun. Özellikle ağır metal zehirlenmelerine karşı çok daha hassas olan çocuklarda bu tehlikenin daha da ciddi boyutlarda(2) olduğunu belirtmek istiyorum.
Mutfak malzemelerinizi gözden geçirin: Yemeklerinizi ağır metallerle zehirlemeyin. Teflonlar, seramik tavalar, hatta yapışmaz özellikli tüm mutfak malzemelerinizi çelik olanlarıyla değiştirin. Alüminyum folyo kullanmayın, özellikle ısıyla temas eden alüminyum pişirdiğiniz yemeğin içine yüksek miktarda alüminyum karışmasına neden olur. Yiyeceklerinizi saklarken plastik kaplar yerine cam olanları tercih edin. Ama cam ürünlerinizi seçerken de güvenilir markaları tercih etmelisiniz. Kadmiyum, arsenik ve kurşun gibi ağır metaller ucuz, markası belli olmayan cam bir çanakta bile karşınıza çıkabilir.
Hava kirliliği faktörünü göz önüne alın: Tamamen kaçınmak mümkün olmasa da, evinizi seçerken trafik yoğunluğu çok olan caddelerden, otobanlardan uzak bir bölgede olmasına dikkat edin. Pencerenizi her açtığınızda içeri zehir dolmasını istemezsiniz!
Deniz ürünlerine dikkat: Bir balık ne kadar büyükse o kadar çok ağır metal, özellikle de cıva içerir. Kötü şöhrete sahip olanların başında kılıç balığı ve köpekbalığı geliyor. Midyeyi de unutmamak lazım. Kirli suları pek seven midye, tam bir ağır metal mıknatısıdır. Her zaman balık çok sağlıklıdır, diyetinizde mutlaka yer verin derken, şimdi de “Balığa dikkat!” diyoruz. Kafanızın karışması normal. FDA tarafından 2004 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, somon balığı, dil balığı, sardalye ve karides başta cıva birikimi söz konusu olduğunda en güvenli seçenekler arasında.
Ucuz giysilere rağbet etmeyin: Ağır metaller tekstil ürünlerinde bile karşımıza çıkıyor. Nerede, nasıl yapıldığı, ne tür bir kumaş boyasıyla boyandığı belli olmayan, şaşırtıcı derecede ucuz giysilerden uzak durun ve özellikle önü plastik baskılı tişörtleri çocuklarınıza giydirmeyin. Etiketleri okumayı öğrenin.
Evinizdeki gizli tehlikelere dikkat: Su tesisatınızın suyunuzu kirletmediğinden emin olun. Eğer evinizin su tesisatı eskiyse büyük ihtimalle suyunuza, kurşun(3) gibi ağır metaller karışıyordur, tesisatınızı yeni ve güvenli bir sistemle değiştirin. Bir diğer ağır metal kaynağı da boyalardır. Evinizi boyatırken kullanılan boyanın ağır metaller içermediğinden emin olmak için güvenilir markaları tercih edin.
Floresan ampulleri değiştirin: Başka bir tehlike ise floresan ampuller. Kırılmadıkları sürece sorun yok ama olur ya ampul kırılırsa hemen pencereleri açın ve odayı birkaç saat havalandırın. Hatta daha da iyisi floresan ampul kullanmayın. Hazır yeri gelmişken çarpıcı bir vakadan(4) söz etmek istiyorum. 1987 yılında 23 aylık bir bebek ani kilo kaybı, el ve ayak parmaklarında kızarıklık ve soyulma gibi şikâyetlerle hastaneye kaldırılmış. Gizem en sonunda çözüldüğünde sorumlunun çocuğun odasında bulunan kırık bir floresan ampul olduğu anlaşılmış. Ampulün kırık parçaları temizlense de, kendisi tavanda bırakıldığı için ortama cıva saçmaya devam ediyormuş!
Çocuğunuzun ateşini içi cıvayla dolu eski usul derecelerle ölçüyorsanız, onları da hemen değiştirmenizde fayda var.
İlaç kullanırken etiketine ve içindeki prospektüse bakınız. Örneğin iki tür B12 Vitamini mevcuttur. Sentetik olanı siyanokobalamin ki siyanür vücudu zehirleyen bir mineraldir ve Methylcobalamin tamamen doğal olan bir B12 Vitamini olup vücutta kalıntı bırakmaz. Tercihinizi daima doğalından yana kullanınız.
Değerli Minerallerinizi de Kaybetmeyin!
Biyokimya, birçok sağlık probleminin arkasında karşımıza çıkan bu tehdidi, yani ağır metal zehirlenmesi olasılığını göz ardı etme eğilimindedir. Hem de son derece sık rastlanan bir sorun olmasına rağmen! Diyelim ki ağır metal zehirlenmesi olasılığını araştırmaya gönüllü bir uzmana rastladınız, bu defa da başka bir problem söz konusudur: Kimyasal tıp, sizi kimyasal ajanlarla tedavi eder. Kimyasal ajanlarla uygulanan bu tedavi ise ayrım gözetmeden zararlı zararsız vücuttaki tüm metalleri atar. Demir, bakır, selenyum gibi yaşamsal minerallerden mahrum kalmak ise yeni sağlık sorunları anlamına geliyor. Ben bu tedaviyi ağır metalleri kendisine bağlamak konusunda benzersiz bir özelliğe sahip olan bazı ekstreler ile vücutta detoks etkisi yaratan bir beslenme modeli ile gerçekleştiriyorum. Böylece sistem ağır metallerden arınırken değerli mineraller korunmuş oluyor. Unutmayın bu arınma öyle sabahtan akşama olacak bir şey değil. Ağır metallerin vücuttan temizlenmesi zaman alır.
Doğal Detoks
Herkes ağır metallerin vücuttan atılmasında son derece etkili olan bazı bitkisel besinler ve bunlardan elde edilen ekstrelerden faydalanmalı. Neden? Çünkü maruz kaldığımız ağır metal tehdidini hafifletmek mümkün olsa da tamamen kaçmak mümkün değil. Dahası söz konusu olan sağlığı son derece olumsuz etkileyen ciddi bir tehlike unsurudur. Aşağıda ağır metal detoksunda önemli bir yere sahip olan şifalı bitkiler yer alıyor.
Spirulina
Ilık su kaynaklarında oluşan bir çeşit mavi-yeşil su yosunu olan SPİRULİNA şelasyon tedavisi için kullanılan ekstrelerin başında gelir. Bu tek hücreli organizmanın cıva, arsenik, kurşun gibi vücuttaki zararlı metalleri atmak, hatta sistemi radyo aktif maddelerden arındırmak konusunda haklı bir şöhreti vardır. Hem de kimyasal ajanlarda olduğu gibi vücut fonksiyonları için gerekli olan faydalı metalleri atmadan.
Size spirulina ile ilgili çarpıcı bir çalışmadan bahsetmek istiyorum –ki bu bilim dünyasında sık sık referans olarak gösterilen bir araştırmadır. Bangladeş’te içme suyu bol miktarda arsenik içerir ve 1990’ların ortalarına kadar ağır arsenik zehirlenmesi vakaları ölümle sonuçlanıyordu. Ta ki 1995 yılında yapılan bir araştırmayla (5) spirulina verilen vakaların % 83’ünün iyileştiği görülünceye kadar… Bu tek hücreli organizmanın uzmanlık alanı sadece ağır metaller değil. Spirulina değerli bir protein kaynağıdır, içeriğinde birçok önemli amino asit, vitamin ve mineral barındırır, kalp ve damar sağlığını korur, yüksek tansiyona iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirir… Herhangi bir yan etkisi olmayan bu şifalı güçten herkesin faydalanmasını tavsiye ediyorum.
Zerdeçal
Bu değerli kök bitkinin, yediğimiz balıktan amalgam dolgulara kadar birçok yerde karşımıza çıkan cıva zehirlenmesinde etkili olduğunu gösteren klinik çalışmalar var. Kanserden Alzheimer’a karşı koruyucu, hatta hastalığın seyrini geri çeviren zerdeçala şifalı gücünü veren kurkumin maddesidir. Bu güçlü antioksidanın vücudu cıvadan arındırdığına işaret eden şimdilik birkaç araştırma(6) olsa da, bunların bulguları Alzheimer ve cıva arasındaki ilişki düşünüldüğünde hiç de şaşırtıcı değil. Neden? Çünkü bir önceki yazımda da altını çizdiğim gibi Alzheimer vakalarında araştırılması gereken ilk unsurlardan biri ağır metal, özelikle de alüminyum ve cıva zehirlenmesidir. Yani, kurkumin maddesi sadece antioksidan gücüyle beyin hücrelerini korumakla kalmıyor, beyinde biriken cıvayı da sistemden atıyor. Tabii ki cıva zehirlenmesinin etkileri sadece beyin hücreleriyle sınırlı kalmıyor. Halsizlikten otoimmün hastalıklara kadar son derece geniş bir skala söz konusu.
Zerdeçalı baharat olarak yemeklerinize katmak iyi bir fikir olsa da maalesef içindeki kurkumin, ihtiyacınız olan miktarı karşılamakta yetersiz kalacaktır. Her gün kök kök zerdeçal tüketemeyeceğinize göre, diyetinizi içinde yüksek oranda kurkumin bulunan zerdeçal takviyesi ile desteklemenizi öneriyorum.
Ve diğerleri…
Etkili bir ağır metal detoksu –ve sağlıklı bir yaşam- için yukarıda bahsi geçen besinleri takviye olarak kullanmalısınız. Ama bunun yanında diyetinize ekleyeceğiniz bazı yiyecekler var ki vücuttan ağır metallerin atılmasında önemli bir yere sahipler. Bunların başında soğan ve sarımsak geliyor. Listede zengin sülfür içerikleri ile Brüksel lahanası, brokoli, karnabahar ve lahana da var. Ispanak, pazı, karalahana, maydanoz, kişniş gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler de ağır metallerin atılmasında rol oynayan sebzeler.
Ağır Metal Detoks Kürü
Gördüğünüz gibi her ne kadar dünyada kirlenmemiş, zehirlenmemiş bir köşe bulmak mümkün olmasa da, maruz kaldığınız ağır metalleri azaltmak, besin takviyeleri ve besinlerle vücuttan atılmalarını sağlamak elinizde. Ayrıca ekstra bir destek için üç ayda bir Ağır Metal Detoks Kürünü uygulamanızı tavsiye ediyorum. Özellikle de halsizlik, depresyona eğilim gibi ağır metal zehirlenmesini akla getirecek herhangi bir semptom söz konusu ise.
Danışmak için beni hafta içi mesai saatlerinde, web sitemdeki numaradan arayabilirsiniz.
İyilik ve sağlık dolu günler dilerim.
1 Yorum
Celebi GUZEL
Tesekkurler hocam sayenizde B12 icinde siyanur oldugunu ogrendik. B12 ignesi tedavisi sonrasi MS hastasi gencimizde goz rahatsizligi baslamisti ne oldugunu anlamamistik, muhtemelen icindeki siyanurden. Prospektusunde yaziyor ama okumadan kullanmistik. Bugun sizi ilk defa TV de izledim sonra da sitenizi inceledim. Bilgi, tecrube ve beyefendiliginizle kalbime girdiniz. Allah sizi basimizdan eksik etmesin, saglikli ve uzun omur versin. Sevgiler…